İnsanlar tabiatları gereği kendi hayatlarını başka bir kişiyle birleştirme arzusu içinde bulurlar. Bu arzularının sonucunda ise mutlu bir hayat sürmek için önce nişan daha sonra ise evlilik birliğini kurarlar. Evlilik nasıl ki kanuni olarak belirli bir hukuki sınırlara bağlanmışsa evlilikten önce kurulan nişanlılık kurumu da belirli kurallara bağlanmıştır. Boşanmada nasıl ki eşlere nafaka tazminat gibi yükümlülükler veriliyorsa, nişanlılığın bitmesi ile de belli başlı yükümlülükler taraflara verilmektedir. Eşler evlilikleri kendilerince sıkıntıya düşünce veya terslikler ortaya çıkınca eşlerini aldatırlar. Aldatmanın sonucu genel olarak evlilik birliğinin kanun yollarına başvurularak bitirilmesiyle son bulur ki bu sürece de boşanma süreci diyoruz. Aldatma sebebi ile açılacak olan boşanma davasında temel olarak kullanmamız gereken unsur eşlerin birbirlerine olan sadakat yükümlülüklerini yerine getirmemiş olmalarıdır. Temel olarak kullanılan sadakat eksikliğinin aldatılmanın kanıtlanması ile davada delil olarak kullanılacaktır. Aldatma kişinin özel hayatında olan bir durum olduğu için ve ortaya çıkarılırken aldatan eşin özel hayatına girmeden yani kişilik haklarının ihlal etmeden kanıtlanması önemli bir durumdur. Kişiler her ne kadar kendileri de kanıt bulmaya çalışsalar da bu konu da uzman olan dedektifler hem aldatılan tarafı zarara uğratmadan hem de aldatan tarafın kişisel alanına girmeden deliller elde edilmelidir. Kanuna uygun olarak elde edilmez ise elde edilen deliller mahkemede kullanılamaz ve sonuç olarak boşanma lehe gerçekleşememektedir. Aldatma yüzyılladır insan hayatında olan bir ihanet biçimidir. Aslında hiçbir zaman kişinin hayatını güzelleştirmediği ve daha çok sıkıntıya soktuğu belli olsa da maalesef kişiler alatma yoluna başvurmaktadırlar. Aldatma kelime anlamı olarak aldatma eyleminin hayata geçirilişidir. Genel olarak baktığımızda alatma nedenleri çeşitlilik göstermektedir. Kişiler eşiyle yaşadığı sebepler, içinde bulunduğu sosyo ekonomik durumlar, çocuklarında veya kendi ebeveynlerinde gördükleri terslikleri sebep olarak göstererek aldatma eyleminii gerçekleştirmedikler. Aldatmayı ise duygusal aldatma ve cinsel aldatma olarak ikiye ayırmak makul olmaktadır. Her halükarda temel olarak görmemiz gereken sebep eşlerin arasında ki sevgi sadakat eksikliğidir. Eşlerin arasındaki sevgi ve saygı azalınca eşler aldatma ile kendilerini başka kadın veya erkeğin kollarına atmak istemektedirler. Aldatmanın sonucunda ise kişiler yaşadıklarından etkilenerek sahip olduklarını sandıkları suni mutluluklarının ardından tarif edilemez bir elem ve acının içine düşerler.
Zina şuanki mevcut kanunlarımızda suç olarak tanımanmamıştır fakat boşanma sebepleri içinde yer almaktadır. 765 sayılı eski Türk Ceza Kanunun da zina suç sayılmaktaktaydı ve evlilik birliği içinde yapılan eş dışında ki kişiyle olan cinsel ilişki Türk Ceza Kanununa göre cezalandırılmaktaydı. Yeni ve güncel olan Türk Ceza Kanununda ise zina suç olmaktan yani ceza hukuku bakımından suç olmaktan çıkarılmıştır. Boşanma sebebi olarak kullanılan aldatma durumu ise Türk Medeni Kannunundan yer alan hükümlere göre verilmektedir. Boşanmanın aldatmaya dayanılarak kurulması için cinsel birlikteliğin geçerli bir evlilik birliği içinde yapılmış olması gerekmektedir. Bu hükümden anlaşılması gereken husus arada resmi ve kanuna uygun olarak yapılmış bir evliliğin olmasıdır. Geçerli bir evliliğin olduğu ve aldatma unsurunun da bulunduğu hallerde Türk Medeni Kanunda yer alan genel boşanma nedenlerine veya özel boşanma nedenlerine dayanılarak boşanma davası açılabilir. Türk Medeni Kanun madde 166 ‘’Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir…’’ uyarınca evlilik birliğinin temelden sarsılması gerekçe gösterilebilir veya Türk Medeni Kanun madde 161 ‘’ Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur.’’ maddesine dayanılarak boşanma davası açılabilir. Her halükarda gereken şart geçerli bir evliliğin olması ve zinanın ya da aldatmanın geçerli evlilik içinde oluşmuş olmasıdır.
Aldatma (zina) sebebiyle boşanma davası açma süresi Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanun madde 161’ …Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur’ de bahsedilen süreler belirtilmiştir. Kanun hükmünü açıklama gerekirse aldatıldığını öğrenen eş aldatıldığını öğrendiği andan itibaren 6 ay içinde boşanma davası açmalıdır. Ayrıca aldatıldığını öğrenmiş olsa bile aldatıldığı zaman ve öğrendiği zaman arasında 5 yıllık bir süre bulunuyorsa yine bu aldatma sebebine dayanarak boşanma davası açamamaktadır. Bu hususta göz önünde bulundurulması gereken ve aldatılan tarafın sıkça yaptığı bir hata da aldatan eşi affetmesidir. Yukarıda belirtilen Türk Medeni Kanun madde 161 uyarınca aldatıldığını öğrenen ve aldatan eşi affeden tarafın daha sonra dava açma süreleri ( zaman aşımı olmasa bile ) dahilinde olsa bile aldatmaya dayanarak boşanma davası açamamaktadır. Bahsedilen bu affetme sözlü veya yazılı şekilde olabilir, sözlü olarak söylenen ‘’evde seni bekliyorum, yuvamızı bozmayalım,’’ gibi sözler affetmeyi ortaya çıkarsa da; yazılı olarak ( mektup, sms ) gönderilen mesajlarda affetme niteliğindedir.
Aldatma sebebiyle boşanma davasında dilekçede aldatmaya yer verilebileceği gibi aldatmayla birlikte hakaret, kötü muamele gibi unsurlara da yer verilebilir. Boşanma davası aile mahkemelerinde açılır ve öncelikli olarak özel boşanma sebeplerine ( ki konumuzda aldatma ) göre, özel sebep yok ise genel sebeplere bakılarak boşanmaya karar verilir. Bu şekilde bir dilekçe verilmesinde ortaya çıkan yarar ise aldatmanın kanıtlarının yetersiz olduğu durumlarda diğer sebeplere dayanılarak lehte karar alınabilmesidir. Eşler boşanma davasında veya boşanma davasından sonra da aldatan eşe tazminat davası açabilirler fakat üçüncü kişi konumunda olan yani aldatan eşin birlikte olduğu kişi durumunda olan şahsa karşı dava açılamamaktadır.
Süre ve davanın açılacağı yer hususu dikkatle incelenip dilekçe verilirken en önemli olan husus ise aldatmanın kanıtlanması, hakim üzerinde geçerli bir etki bırakılmasıdır. Bu durumda kullanılan delillerin geçerli olması ve kanuna uygun şekilde elde edilmiş olması önemlidir. Otel kayıtları, uçak biletleri, telefon konuşmaları ( hukuka uygun olan ), sosyal ortamlarda çekilen karşı cinsle olan yakın temaslar, otelde, plajda, sahilde olan samimi görüntüler delil olarak kullanılabilir. Bu delilleri elde etmek ve elde ederken aldatan eşin kişisel hukuki alanına girmemek ise maharet gerektirmektedir. delilleri toplama için hukuk alanında tecrübeli ve delil toplama hususunda bilgili kişilerden destek alınmalıdır. Aldatan eşin telefonuna, kişisel bilgisayarına casus programlar yükleyerek veya şifrelerini kırarak elde edilen bilgi ve belgeler, arabasına dinleme cihazı takmak gibi kullanılan yöntemler hukuka uygun değildir ve suç teşkil etmektedir. İzmir Özel Dedektiflik A.Ş. alanında yetkin olan hukukçular ve kanuna uygun olan teknik ekipmanlar ile delil topladığı için hem sizin kanuna aykırı bir işlem yapmanızı engeller, hem de kesin delillere ulaşmanızı sağlamaktadır. Elde edilen deliller ile lehte sonuç elde adilmesi için olanak oluşturulmaktadır.
Saygılarımızla İzmir Dedektiflik A.Ş.
İzmirdedektiflik.com içeriğinde yayınlanan Özel Dedektiflik bilgileri Bilal KARTAL tarafından yazılmıştır. Bu yazıların tüm telif hakları İzmir Dedektiflik Hizmetleri A.Ş ye aittir. Tüm yazı ve içerikler aidiyet tescili bakımından elektronik imzalı zaman damgası ile mühürlenmiştir. Sitemizdeki yazı ve içeriklerin yazılı izin alınmadan bir kısmı veya tamamı kopyalanarak başka web sitesi, yazılı ve görsel yayın organlarında yayınlanması durumda FSEK kapsamında işlem yapılarak her türlü yasal haklarımızı kullanarak 5846 Kanun numaralı FiKiR VE SANAT ESERLERİ KANUNU ile TÜRK CEZA KANUNU İLGİLİ MADDELERİ UYARINCA hukuki ve cezai yasal işlemler başlatılacaktır. Ayrıca tüm site içeriğinde bulunmakta olan Özel Dedektiflik bilgileri uluslararası DMCA fikir hakları sistemi ile korunmakta olup, web sitemizde yayınlanan makaleleri izinsiz olarak kısmen veya tamamen alıntı yapan değiştirerek yayınlayan tüm web sitelerini Google ve benzeri arama motorları sıralama listelerinden süresiz olarak kaldırmaktadır. Diğer kanun maddeleri hukuki makaleler, dilekçeler, hukuki içerik ve bilgiler Sayın avukatların göndermiş olduğu paylaşımlardan, baro dergilerinden, kanun kitaplarından ve hukuki yayın yapan web sitelerinden alınarak okurlarımızla paylaşılan bilgilerdir. Bu bilgilerin sahiplerinden izinsiz olarak kullanılmasıda yasal sorunlarla karşılaşmanıza neden olabilir. Saygılarımızla.